Kurtulus Savasi üçlemesiyle Vatan’in Insasini romanlastiran, edebiyatimizin usta kalemi Ilhan Tarus bu kez Cumhuriyetin Seker Fabrikalarini anlatiyor Tarus bir gazetenin teklifi üzerine iki ay boyunca alti bin kilometre yol kat ederek tüm fabrikalari dolasir; neden olduklari toplumsal dönüsü bizzat yasayarak bir taniklik tutanagini beyaz kagitlarin muhafizligina kara satirlar halinde geçirir. Seker fabrikalari sadece teknolojik atilim, üretim patlamasi, döviz tasarrufu, refah kaynagi degil bir ulus yaratim sürecinin ve mekanizmasinin asli unsurlarindandir. Nehirler ovalara hayat vermesi, bereket getirmesi için yönlendirilir. Köylüye makineli tarim ögretilir, is makineleri hediye edilir. Topraktan alinan irgat, isçiye dönüstürülür, sendikada örgütlendirilir. Okullar, hastaneler, basta sinema salonu olmak üzere sosyal tesisler açilarak; spor kulüpleri kurularak civarindaki köy ve kasabalarin tüm toplumsal yasantisi dönüstürülür, moderne tasinir. Tüm bunlar hangi yolla olur, hangi araçlarla, kimlerle? Ceyhun Atuf Kansu sairdir ama Turhal Seker Fabrikasi hastanesinin bashekimidir de. Sonra kimyager bir kadin var, Amerika’da egitim görmüs bir mühendis, bir ögretmen, bir ustabasi, bir montajci, bir asçi, bir temizlikçi ve daha çok bir, bir, bir Bunlarin hepsinin seker fabrikalarina ait kendi hikâyeleri var; alin teri, gözyasi ve kanla yazdiklari hikâyeleri. Hikâyecimiz Ilhan Tarus’un bize aktardigi
Popüler yazarlar
En İyi Yayıncılar